İsrail’in binlerce Afrikalı sığınmacıyı, hükümet tarafından yürütülen plan kapsamında göç ya da gözaltı gibi iki seçenekten birini seçmeye zorladığı belirtildi.
Çoğu Sudanlı ve Eritreli olan 38 bin sığınmacı ya üçüncü bir ülkeye “gönüllü” göç edecek ya da ne zaman biteceği belli olmayan bir gözaltı sürecine maruz kalacak.
İsrail hükümetinin 3 Ocak’ta kabul ettiği “teşvik” planı çerçevesinde, “üçüncü bir ülkeye ‘gönüllü’ göçü tercih eden Afrikalı sığınmacılara seyahat ve resmi evrakların hazırlanması için 3 bin 500 dolar hibe edileceği” açıklandı. Bu plan kapsamında sunulan teklifin mart ayı sonuna kadar geçerli olduğunu aktaran İsrail hükümeti, ayrılmayı kabul etmeyenlerin ise gözaltına alınacağını kaydetti.
Hükümetin açıklamasında, konuya ilişkin yapılan çalışmalar kapsamında İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Göç İdaresi’ne bağlı yasa uygulama birimlerinin güçlendirileceği belirtilerek, 60 bin sığınmacıdan 20 bini şimdiden uzaklaştırıldığı söylendi.
Sınır dışı edilme planı, İsrail’de duygusal bir tartışma yarattı. Planın taraftarları, Afrika göçmenlerini, şiddetten kaçmaktan ziyade istihdam isteyen ülkede yasadışı olarak “sızan” olarak damgaladı. Yüzlerce İbranice konuşan kişi, kendi ülkelerinin çok az bir kısmını bilmesine rağmen sınırdışı kararı hayatlarını tam tersine döndürebilir.
“Onları tutmak zorundayız” diyen Tel Aviv okul müdürü Eli Nechama, kendi adına kampanya yürütüyor. Nechama, İsrail okullarından mezun olanların sınır dışı edilmesini önlemek için kampanyanın öncülüğünü yapıyor ve Afrikalı sığınmacı öğrencilerin ülkede kalıcı statüde bulunmaları için uğraşıyor.
