İsrail Covid-19 aşısını uygulamaya başladı ancak Filistinliler aşı olamayacak
İsrail’in, Cenevre Sözleşmesi’ne göre işgal altındaki tüm Filistin topraklarında yeni tip koronavirüs salgınına karşı koruyucu tedbirler alması gerekiyor. Ancak İsrail Filistinlileri kaderine terk ediyor. Uluslararası insancıl hukuka ilişkin temel belgelerden 12 Ağustos 1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi’nin 56. maddesi, işgalci devletin, işgal ettiği topraklarda halkın sağlığını korumak ve salgın hastalıklara karşı koruyucu ve önleyici tedbirleri almak zorunda olduğu yazıyor. Fakat İsrail Filistinlilerle alakalı uluslararası hukuku görmezden gelen ve pek çok sözleşmeyi ihlal ediyor. İsrail Covid-19 sürecinde de bu tutumunu sürdürmeye devam ediyor. Sözleşmeye göre işgal altında tuttuğu İsrail’in Filistin topraklarında da covid-19 aşısı temin etmesi gerekiyor fakat İşgalci İsrail devleti bu konuda adım atmıyor. İsrail’de 20 Aralık’ta covid-19’a karşı toplu aşılamaya başlandı. Fakat işgal altındaki Filistin topraklarında Covid-19 aşısı temin edilmedi.
Filistinliler Covid-19 aşısı dahi olamıyor
İsrail, sınır kapılarına hakim olan, üstüne bir de Filistin yönetiminin çeşitli kaynak ve gelirlerine el koyan bir devlet. Covid-19 aşısıyla ilgili Filistin yönetiminden kendi işini kendisinin görmesini istiyor. Üstelik Filistin yönetimi, İsrail’in onayı olmadan bölgeye aşı sokma özgürlüğüne ya da aşıyı temin edecek ekonomik güce sahip değil. Filistin yönetimi mayıs ayında kestiği İsrail’le güvenlik iş birliğine 17 Kasım’da yeniden başlayacağını duyurdu. Bunun ardından iki tarafın yetkilileri ilk kez geçen hafta covid-19 salgını nedeniyle toplandı. İsrail Sağlık Bakanlığı ve Filistin Sağlık Bakanlığı yetkililerinin covid-19 sürecini değerlendirdi. Toplantı sonrası İsrail, Filistinli yetkililere, Covid-19 aşısını satın almak için gecikmeme çağrısında bulunulduğunu duyurdu. Filistin Sağlık Bakanı Mey Keyle de 17 Aralık’ta Filistin televizyonunda yer alan açıklamasında, Covid-19 aşısı için İsrail tarafıyla koordinasyon gerektiğine işaret etti. “Biz işgal altında olan bir devletiz. İşgalciler sınır kapılarını kontrol altında tutuyor. Bu nedenle iş birliğinin yeniden aktifleştirilmesi üzerine İsrail tarafıyla iletişime geçtik. Aşıların girişinde kolaylık sağlayacaklarını ilettiler. Bu onların da yararına.” dedi. Filistin yönetiminin Covid-19 aşısını birkaç kaynaktan temin etmeye çalıştığını, konuyla alakalı Rusya ve Çin’in yanı sıra Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ile de doğrudan iletişime geçildiğini ekleyen Keyle, DSÖ’nün gelişmekte olan ülkelerin aşı için yüzde 20 ihtiyacını karşılayacağını, bu kapsamda Filistin’in de yaklaşık 1 milyon doz payı olacağı belirtti. Keyle, ayrıca Filistin yönetiminin yaklaşık 5 milyon nüfuslu Filistin halkının yüzde 50’sine yetecek kadar aşı satın alacağını duyurdu.
İsrail Filistinlilere Covid-19 aşısı temin etmiyor
Uzmanlar Covid-19 aşısı konusunu AA muhabirine değerlendirdi. “İsrail’in işgal altında tuttuğu topraklarda aşıyı temin etmesi gerekiyor. Ancak bu işi Filistin yönetimine bırakarak sorumluluğunu yerine getirmiyorlar.” İfadelerinde bulundu. Filistinli uluslararası hukuk uzmanı Hanna İsa, AA muhabirine açıklama yaparak, uluslararası hukuka göre işgalci devletin 1949’daki Cenevre Sözleşmesi’nde geçen maddeyi uygulaması gerektiğini belirtti. “İsrail’in, Gazze Şeridi, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki Filistinlilere Covid-19 aşısını temin etmesi gerek.” diye konuştu. İsa, “İsrail, Filistinlilere yönelik hukuki yükümlülüklerinden kaçıyor. Ortada kurulmuş bağımsız bir Filistin devleti yok. Filistin yönetimi de yalnızca kağıt üstünde mevcut, daha fazlası değil. Bölgedeki otorite İsrail.” dedi. İsrail’in sorumluluktan kaçmaktan memnun olduğunu, bu şekilde hukuki ve mali yükü üstlenmekten kurtulduğunu söyleyen İsa, sorumluluktan kaçmanın toprağındaki her şeyi çalan işgal gibi tehlikeli bir durum olduğunu kaydetti. İsrail’de faaliyet gösteren İnsan Hakları İçin Doktorlar Örgütü Operasyon Müdürü Gade Mucadele de İsrail’in işgal gücü olarak hukuka bağlı kalması gerektiğini ve bu kapsamda Cenevre Sözleşmesi’ne göre Filistinliler için aşı satın alması ve halka yapılmasını sağlaması gerektiğine dikkati çekti. Örgütün ay içinde İsrail’deki sağlık kurumlarından Covid-19 aşısının işgal altındaki Batı Şeria ve abluka altındaki Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere de ulaştırılmasını talep eden bir açıklama yayımladığını aktaran Mucadele, ayrıca örgütün bunun için İsrail hükümetine ve Sağlık Bakanlığına da bir mesaj ilettiğini ancak herhangi bir cevap gelmediğini ya da bu yönde bir adım atılmadığını söyledi.