Avusturya’da Müslümanlara yönelik baskılar 2020’deki terör saldırısından sonra en üst seviyeye çıktı
Avusturya’da Müslümanlara yönelik saldırılar 2020 yılında gerçekleşen terör saldırısından sonra en üst seviyelere çıktı. Ülkede yaşayan Müslümanlara yapılan ayrımcılık ve baskılar da her geçen gün artıyor. Ayrıca merkez sağ Halk Partisi (ÖVP) Genel Başkanı Sebastian Kurz‘un 2017’de aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) ile kurduğu koalisyon döneminde de İslam karşıtlığı daha da kurumsal bir boyut kazandı. Geçen yıl düzenlenen terör saldırısı sonrasında bu durum daha önce görülmemiş bir seviyeye ulaştı. Ülkede İslam dininin resmen kabul edildiği ve Müslümanların din özgürlüklerini garanti altına alan “İslam Yasası” 2015 yılında dönemin Dışişleri ve Uyum Bakanı Sebastian Kurz tarafından 2015’te değiştirildi. O dönemde başlayan baskı süreci, Müslümanlara ait kurumların hükümet teşvikiyle fişlenmesine kadar devam etti.
Kurz, Müslümanlara yönelik ırkçı uygulamalar getirdi
Kurz, sağ seçmeni kazanmayı amaçlayarak burka ya da peçe yasağı ve anaokullarında başörtüsünün yasaklanması gibi düzenlemeler yaptı. Kurz’un ülke siyasi literatürüne kazandırdığı “siyasal İslam’la mücadele” sloganıyla yapılan ayrımcılık, yerini Müslümanların haklarını kısıtlayan daha ciddi uygulamalara bıraktı. Kurz yönetimi, Haziran 2018’de 7 caminin kapatılmasına karar verdi. Nazi dönemi sonrasında Avusturya’da ilk defa ibadethanelerin kapısına kilit vurdu. Daha sonra mahkeme kararıyla bu camiler yeniden ibadete açıldı. Aşırı sağcı hükümet bunlarla da yetinmedi. İlkokulda başörtüsünü yasaklandı. Mayıs 2019’da yolsuzluk iddiaları nedeniyle devrilmesinin ardından Kurz, Ocak 2020’de Yeşiller Partisiyle kurduğu koalisyon hükümetinde Müslümanlara karşı olumsuz tutumunu devam ettirdi. İkinci Kurz iktidarı olarak adlandırılan bu dönemde Uyum Bakanlığına Susanne Raab’ın getirildi. Bununla beraber Müslümanların dini özgürlüklerini sınırlayan düzenlemelerde artış görüldü. Avusturya’da Kasım 2020’de 4 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan terör saldırısı sonrasında Müslümanlara yönelik sistematik baskı ve yasal düzenlemeler daha da arttı.
2020 yılında Müslümanlara yönelik 1402 saldırı gerçekleşti
Saldırıdan bir hafta sonra 9 Kasım’da ülkenin yakın tarihindeki en kapsamlı “terörle mücadele operasyonu” başlatıldı. Luxor adı verilen operasyonda 930 özel kuvvet polisi görev aldı. Operasyonda kamuoyunun yakından tanıdığı, büyük çoğunluğu Avusturya vatandaşı 30 Müslüman aktivist ve akademisyenin evlerine baskınlar yapıldı. Polis, sabah erken saatlerde düzenlenen operasyonda kapıları kırarak evlere bastı. Çocuk, kadın ayrımı yapmaksızın orantısız güçle gözaltına alındı. Terörist muamelesi gören 30 Müslüman gözaltına alındıktan birkaç saat sonra serbest bırakıldı. Ancak operasyon toplumda terör saldırısıyla bağlantılı olduğu algısına neden oldu. Terör saldırısının yaşandığı 2020 yılında 1402 Müslüman karşıtı ırkçı saldırı kaydedildi.