Almanya’da Hıristiyan Birlik Partileri CDU/CSU ve Sosyal Demokrat Parti SPD’den oluşan koalisyon hükümeti aylar süren tartışmanın ardından sığınmacı yasalarında yapılacak değişiklikler konusunda anlaştı. Alman basınına yansıyan haberlere göre CSU’nun “Sığınmacıların en az iki sene ailelerini getiremesinler” talebi SPD tarafından kabul edildi.
İnsani nedenlerle sığınma hakkı elde eden mülteciler eşlerini ve çocuklarını iki yıl süreyle getiremeyecek. İki yılın sonunda şu anda geçerli olan ve sadece insani nedenlerle sığınma hakkı verilenlerin de ailelerini getirebilmesini öngören düzenlemeye geri dönülecek.
CDU bu konuda yeni bir düzenleme istiyordu. SPD’nin iki yıl şartını kabul etmesiyle CDU da iki yılın sonunda eski düzenlemeye dönülmesini onayladı.
Avrupa ülkelerinde mültecilerle ilgili günlük sıradan haberler, bu ülkelerde aşırı sağın gün geçtikçe güç kazanmasına ve mültecilerin bir iç güvenlik sorununa dönüşmesine sebep oldu. Avrupa’da son dönemde sayıları hızla artan mülteciler, bir algı operasyonuyla, Avrupa’nın geleceğini tehdit eden bir sosyal mesele haline getirildi.
Muhterem Dilbirliği, dünya bülteni için kaleme aldığı ‘Brüksel Zirvesi sonrası AB’nin geleceği’ başlıklı yazısında, bu hususu vurgulayarak, yapılan algı operasyonlarından örnekler veriyor.
Avrupa’da kısa süre içerisinde yüz binleri bulan mülteciler, ırkçı İslamofobik çevreler tarafından olumsuz bir şekilde sürekli gündemde tutularak, sağcı partilerin oylarını yükseltmesine sebep oluyor. Mülteciler, bilhassa eski Doğu Almanya kentlerinde, istenmeyen kişiler olarak görülmeye başlandı.