Uluslararası Af Örgütü, Dünya Doktorları Derneği, Katolik Yardım Kuruluşu Caritas’ın yöneticileri yaptıkları açıklamada, “İtalya’nın Vintimille kasabasında sığınmacıların yaşam koşullarının giderek kötüleştiği” uyarısında bulundu.
Dernekler, Fransa’nın en kısa zamanda sınır kapısını sığınmacılara açmasını talep etti.
Eritreli genç bir sığınmacının sınıra çok yakın bir bölgede bir kamyonun çarpması sonucu hayatını kaybetmesini de protesto eden dernekler, bu kazadan dolayı Fransa’yı sorumlu tuttu.
Vintimille kasabasında kayalıklarda konaklamak zorunda kalan sığınmacıların koşulları uzun zamandır sert eleştirilere hedef olurken, Fransız ve İtalyan yetkililer bu duruma seyirci kalmakla suçlanıyor.
AB yasalarına göre mültecilerin İtalya tarafında kalması gerektiğini savunan Fransa, daha önce aynı noktadan tren ya da otobüslerle sınırı geçmeyi başaran binlerce kişiyi İtalya’ya iade etmişti.
Ruanda’da 1994 yılında 800 binden fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan soykırıma karışan Fransız yetkililer hakkında soruşturma açıldı.
Ruanda Başsavcısı Richard Muhumuza yaptığı yazılı açıklamada, Ruanda Ulusal Soykırımla Mücadele Komisyonunun (CNLG) geçen pazartesi, 22 Fransız üst rütbeli subayın soykırımdaki rolünü ortaya koyan bir rapor yayınladığını belirtti.
Bu iddiaların aydınlatılması amacıyla soruşturma başlatıldığını bildiren Muhumuza, “Raporda yer alan 20 Fransız yetkili hakkında soruşturma başlatıldı. Soruşturmada başka Fransız yetkili veya memurların da yardımına ihtiyaç duyulabilir. Paris’teki yetkililerden samimi iş birliği bekliyoruz.” ifadesini kullandı.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Jacques Lanxade ile yine emekli generaller Christian Quesnot, Jean-Pierre Huchon ve Jean-Claude Lafourcade’ın isimleri de raporda yer alıyor. Fransız üst rütbeli subaylar, soykırımı yapanları eğitmek ve onlara silahla cephanelik tedarik etmekle suçlanıyor.
Ruanda’nın 2008’de ve 2010’da yayımladığı diğer iki rapora göre, Fransa, dönemin Devlet Başkanı Juvenal Habyarimana’nın suikastıyla başlayan dönemden önce ve Tutsiler soykırıma maruz kalırken (1990-1994) Ruanda hükümetine askeri, maddi ve diplomatik yardımda bulundu.
Fransa hükümeti, bazı uluslararası gözlemci kuruluşlar ve Ruandalı yetkililerin “Fransa’nın soykırımda sorumluluğu olduğuna ilişkin suçlamalarına” karşı çıksa da Kasım 2007’de soykırımı önlemeyi ya da durdurmayı engelleyen bazı “siyasi hataların” yapılmış olabileceğini kabul etti.
Ruanda’daki Katolik Kilisesi de geçen hafta kilisenin soykırımda oynadığı rol nedeniyle Ruandalılardan özür dilemişti. Katolik Piskoposlar Konferansı tarafından yayımlanan bildiride, “Kilisenin yaptığı tüm yanlışlar için özür diliyoruz. Tüm Hristiyanlar adına yaptığımız yanlışların her türlüsü için özür diliyoruz. Tanrı’ya bağlılık yeminlerini bozan kilise üyelerini esefle karşılıyoruz.” ifadesine yer verilmişti.
Kilise üyelerinin soykırımı planladığı, soykırım yapılmasına yardımcı olduğu kabul edilen bildiride, “Nefret suçunu ülkede yaygınlaştırdığımız için bizi affedin. Bir aile olduğumuzu göstermek yerine birbirimizi öldürdük.” değerlendirilmesinde bulunulmuştu.