Libya’dan deniz yoluyla Avrupa’ya kaçmaya çalışan 50 göçmenin, kendilerini kurtarmaya gelen bir insani yardım kuruluşu gemisine Libya Sahil Muhafızları’nın şiddet kullanarak müdahale etmesi sonucu boğularak öldüğü bildirildi. İtalyan La Repubblica gazetesinin bugün iki tam sayfa ayırdığı “Deniz muharebesi” başlıklı habere göre, Libya Sahil Muhafızları ile Alman sivil toplum örgütü Sea-Watch geçen Pazartesi sabahı Libya açıklarında batmakta olan bir göçmen teknesine ulaştı.
Libya sahil muhafızları, Avrupa’ya kaçmak isteyen göçmenleri Libya’ya geri götürmek için zorla gemilerine bindirmeye başladı. Bu sırada Sea-Watch örgütü de göçmenleri kurtararak İtalya kıyılarına taşımak üzere devreye girdi.
Bazı göçmenler Sea-Watch’un gemisine çıkmayı başarırken, Libya gemisine bindirilen kişiler de denize atlayarak gemiye ulaşmaya çalıştı. Libya sahil muhafızlarının bu sırada göçmenlerin kaçmasını önlemek için şiddet uyguladığı, bazılarını tekme ve halatlara dövdüğü belirtildi. Sea-Watch görevlileri, Libyalı sahil muhafızlarının kendilerini de şiddet kullanarak durdurmaya çalıştığını söyledi. Bir Sea-Watch görevlisi La Repubblica’ya yaptığı açıklamada yaşananları şöyle anlattı: “Libyalılar bizi durdurmak için her yolu denedi. Kulağa inanılmaz gibi gelse de üzerimize patates bile attılar. Gerilimi daha da artırmamak için biraz geri çekilmek zorunda kaldık. Bu sırada Libya gemisinde askerlerin göçmenleri kalın halat ve sopalarla dövdüğünü gördük. Çok sayıda göçmen bize ulaşabilmek için denize atladı ama Libya gemisinin aniden motor çalıştırması yüzünden sürüklenerek denizde kayboldular.”
La Repubblica, bu sırada İtalyan donanmasına ait bir helikopterin Libya gemisini durdurmaya çalıştığını yazdı. Yayımlanan ses kayıtlarında, İtalyan helikopterinden Libya gemisine defalarca “Derhal durun” talimatı verildiği ancak Libya tarafının bu emre uymadığı anlaşılıyor. Gazete, denizde yaşanan bu ölüm kalım savaşında hayatını kaybedenlerin sayısının 50 olarak tahmin edildiğini yazdı. İtalya’daki Ragusa Savcılığı olayla ilgili soruşturma açtı.
La Repubblica, olayda hayatını kaybedenlerin yanı sıra parçalanan ailelerin de olduğuna dikkat çekti. Göçmenler arasındaki karı kocaların, kardeşlerin ve anne babalar ile çocuklardan bazılarının Sea-Watch gemisine bazılarınınsa Libya gemisine bindirilerek zıt yönlere doğru yol aldığı belirtildi. Sea-Watch gemisi ile İtalya’ya getirilen Darfish adlı Kamerunlu bir kadın, olayda hayatını kaybettiği sanılan kocası John’la ayrı düştükleri anı şöyle anlattı: “Kocamı Libya gemisinin güvertesinde gördüm, bana doğru bağırıyordu. Libyalılar ona tekme atıyor, halatlarla dövüyordu. Sonra kocamın kaçarak suya atladığını gördüm. Batıp çıkıyordu ama devriye teknesinin kenarındaki halata tutunmayı başardı. ‘Beni bekleyin, bekleyin, yardım edin, beni burada bırakmayın…’ diye bağırıyordu. “Fakat bir süre sonra Libyalılar motoru çalıştırdı ve tekne bir sıçrama yaparak kocamı ve hala suda olan diğer kişileri sürükledi. Bundan sonra kocamı bir daha görmedim. John yüzme bilmiyordu.”
Son olay, İtalya’nın Libya ile yaptığı tartışmalı göçmen anlaşmasını yeniden gündeme getirdi. İtalya İçişleri Bakanı Marco Minniti’nin mimarı olduğu anlaşma kapsamında Libya’nın, Avrupa’ya gelmeyi amaçlayan göçmen teknelerini durdurması öngörülüyor. Bu anlaşma, Libya’dan İtalya’ya gelen göçmen sayısının son aylarda azalmasını sağlasa da İtalyan hükümetine insan hakları konusunda eleştiriler yöneltilmesine neden oluyor. Anlaşma, Libya’da göçmenlerin insanlık dışı koşullarda, “köle kamplarına” benzetilen merkezlerde tutulması nedeniyle eleştiriliyor. İtalya’nın, bugüne kadar insan kaçakçılığı yapan gruplarla işbirliği yaparak bu grupları bu kez göçmenleri durdurmak için kullandığı da iddia ediliyor. Avrupa Konseyi de geçen Eylül’de İtalya İçişleri Bakanlığı’na yolladığı mesajda, Libya ile yapılan anlaşmanın detaylarına açıklık getirilmesini istemişti. Konsey İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, İtalya İçişleri Bakanı Minniti’ye yönelik mesajında, Libya tarafından denizde durdurularak Libya’ya geri götürülen göçmenlerin işkence ve insanlık dışı muameleye maruz kalmayacağının nasıl garanti edileceğini sormuştu.
Kaynak: http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-41945268