Çin’de toplama kampları 1 milyon mahkumla dolu. Çin hükumeti öğrencileri, müzisyenleri, sporcuları ve barışçıl akademisyenleri yargılamadan hapse attı.
Yüksek teknolojilerle dolu gözetleme tesislerinde mahkumlar her dakika izleniyor.
Çin’in Türkçe konuşan Müslüman azınlık mensupları olan 10 milyondan fazla Uygur’un geleceği gittikçe daha da kötüşeliyor.
Çin makamları, Uygurluların bulunduğu Çin’in kuzeybatısındaki Sincan’da acımasız bir krizi sürdürürken İslam temel hedeflerden biridir.
Kaşgar ve Urumçi şehirlerindeki büyük camiler artık boş duruyor. Kamplardaki mahkumlara Allah’dan vazgeçmeleri ve Çin Komünist Partisini sahiplenmeleri söyleniyor.
Dualar, din eğitimi ve Ramazan orucu hızla giderek kısıtlanıyor ya da yasaklanıyor.
Çin’in geri kalanında bile, Arap metinleri kamu binalarından kaldırılırken İslam karşıtı parti yetkilileri destekleniyor.
Fakat devlet destekli bu kampanyada dindar kardeşlerine karşı dünyadaki Müslüman liderler ve topluluklar sessiz kalıyor.
Filistinlilere yapılan zulümler İslam dünyasının öfkesi ve direnişiyle karşılaştı, milyonlarca kişi Rohingya’ya karşı zulmü kınamak için ayağa kalktı ancak Uygur adına neredeyse hiç ses gelmedi.
Hiçbir Müslüman ulusun devlet başkanı bu on yılda Uygurları desteklemek için kamuoyuna açıklamada bulunmadı.
Siyasiler ve inanç için konuştuklarını iddia eden pek çok dini lider, Çin’in politik ve ekonomik gücü karşısında sessiz kaldı.
Dünya Uygur Kongresi’nde proje yöneticisi olan Peter Irwin, “Başlıca engellerimizden biri, Müslüman çoğunlukta devletlerin kesin bir ilgisizliği oldu” dedi.
Kaynak: FP
