İngiltere’deki Channel 4 televizyonu muhabirlerinden Fatima Manji bir sabah kalkıp, Nice saldırıları konusunda Britanya’nın en yüksek tirajlı gazetesinin, “Müslüman terör saldırısı” şeklindeki manşet haberinin yanında kendi resmini gördüğünde, ülkede basının kendi faaliyetlerini denetlemek üzere oluşturduğu olan Bağımsız Basın Standartları Kurulu’na başvurmuştu.
Fakat önceki gün bildirdiği kararında Kurul, yazarın “fikrini ifade etmeye hakkı olduğu” hükmüne vardı ve şöyle dedi:
“Yazıda, şikayetçi hakkında din temelinde önyargılı ya da kötüleyici bir referans bulunmuyor. Yazarın görüşünün şikayetçiyi ve başka kişileri rahatsız ettiği kuşkusuz. Ama bu görüşlerin de ifade edilmesi haktır.”
Fatima Manji, Sun gazetesinde çalışanların bile gizlice kendisini arayarak bu “nefret dolu” satırlardan dolayı çok üzüldüklerini bildirdiğini, buna karşılık Basın Standartları Kurulu’nunböyle bir karar almış olmasının başka Müslümanlar olmak üzere azınlıklara saldırmanın “serbest” olduğu mesajını verdiğini söyledi.
MacKenzie “Bir Müslüman tarafından işlenmiş şok edici bir katliamdan daha sonra Manji’nin kamera karşısına çıkması uygun kaçtı mı?” diye sormuş, başörtüsünün “dini bir bildirim” olduğunu savunarak, bir Hristiyan’ın da ekranda haç takmasına izin verilmesinin uygun olup olmadığını sorgulamıştı.
Fatima Manji, BBC’ye verdiği mülakatta, “Dini sembollerle ilgili bu tartışma bana göre Sun gazetesi ve Kelvin MacKenzie tarafından suni bir şekilde üretildi. Kendisi çağımızın filozoflarından biri değil ve dini semboller konusunda uzman da değil” diye konuştu.
Manji, Nice saldırısında ölenlerin üçte birinin Müslüman olduğunu hatırlatarak, “O gece öldürülen 62 yaşındaki bir büyükannenin de adı, benim gibi Fatima idi ve onun da başı benim gibi örtülüydü” dedi.