İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından yayımlanan bir rapor, Kuzey Kore’de üst düzey yetkililerin kadınlara yönelik cinsel istismarlarının oldukça yaygın olduğunu ortaya koydu.
Raporda, ABD ve Güney Kore başta olmak üzere diğer ülkeler, ilişkileri normalleştirme adına, bu tür istismarlara ve diğer insan hakları ihlallerine göz yumduğu gerekçesiyle eleştirildi.
Kuzey Kore’yi şu anda terk etmiş 60 kişi ile yapılan görüşmelerin temel alındığı raporda, üst düzey yöneticilerin sorumlu olduğu zorla cinsel ilişki ve şiddetin artık günlük yaşamın doğal bir parçası olarak görüldüğü ve buna karşı mağdurların hiçbir şekilde seslerini çıkartamadıkları ifade edildi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Genel Müdürü Kenneth Roth, basına yaptığı açıklamada, bu ülkede yönetimin, üst düzey yöneticilerin işledikleri bu tür suçlara karşı tamamen duyarsız kaldığını söyledi.
Yine raporda, üst düzey yöneticilerin dışında polis ve cezaevi gardiyanlarının da, kadınlarla zorla cinsel ilişkiye girmelerine ses çıkartılmadığı uyarısında bulunuldu.
Kuzey Kore’den kaçmaya çalışırken yakalanan Park Young-hee, gözaltı merkezinde bir polis yetkilisinin kendisini sorguladığı sırada benzer bir durumun başına geldiğini anlatıyor:
“Beni kendisine çok yakın oturttu ve bacaklarımın arasına dokundu… Farklı günlerde ve pek çok sefer. Hayatım onun ellerindeydi, bu yüzden ne istediyse yaptım. Başka ne yapabilirdim ki?”
Kuzey Kore, hakkında bilgi edinmesi oldukça zor bir ülke.
Birleşmiş Milletler (BM) 2014 yılında, Kuzey Kore hükümetinin “sistematik, yaygın ve büyük insan hakları ihlâllerinde bulunduğunu” rapor etmişti.
Bu insan hakları ihlâlleri arasında cezaevlerinde ve gözaltı merkezlerinde zorla kürtaj, tecavüz ve cinsel taciz de yer alıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü ise Kuzey Kore yönetimine, cinsel saldırı suçunu tanıma ve bu sorunu çözmek için acil adımlar atma çağrısı yaptı.
Raporda, rüşvet ve yolsuzluk aracı olarak da yine kadınların zorla cinsel ilişkiye zorlandığı kaydedildi.
Birleşmiş Milletler uzmanları tarafından daha önce yayımlanan bir rapor, ülkede 80 ila 120 bin arasında siyasi mahkum olduğunu ortaya koymuştu.
Kaynak: EN