Ayrım Duvarı ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Velid Assaf, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son üç ay içinde Batı Şeria’da bu şekilde 15 yerleşim alanı oluşturulması girişimi yaşandığını ve bunların bir kısmının Filistinlilerin direnişiyle engellendiğini belirtti.
Assaf, Yahudi yerleşimcilerin, İsrail’in “devlet arazisi” olarak kabul ettiği işgal bölgelerine herhangi bir itiraz gelmemesi için küçük yerleşim alanları oluşturma eğiliminde olduğunu söyledi.
Yahudi yerleşimcilerden yeni yerleşim alanları oluşturma girişimi
Yahudi yerleşimciler, salı günü Cenin’in güneyindeki Sanur köyünde eskiden ordu kampı olarak kullanılan “Tersele” isimli yer ile Beytüllahim yakınlarındaki Bettir beldesine baskınlar düzenledi.
Assaf, Tersele’nin 2005’te çekilene kadar İsrail ordusu ve Yahudi yerleşimciler tarafından kullanıldığını ancak söz konusu çekilmenin ardından Yahudi yerleşimcilerin buraya yeniden dönerek yerleşim alanı oluşturmak istediğini ifade etti.
İsrail merkezli Haaretz gazetesi de aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Likud partisinden bir Knesset üyesinin de bulunduğu onlarca Yahudi yerleşimcinin tahliye edilen Sanur yerleşim yerine geldiğini ve burada yeniden yerleşim alanı oluşturulmasının amaçlandığını yazmıştı.
Assaf, Yahudi yerleşimcilerin Beytüllahim’in Bettir beldesine de baskın düzenleyerek çadırlar kurduğunu söyledi.
Bu alanların zamanla yerleşim birimlerine dönüştürülmesinden endişe ediliyor
Assaf, bu iki bölgenin de diğerleri gibi önce yerleşim alanı haline getirilip daha sonra yerleşim birimlerine dönüştürülmesinden endişe ettiklerini dile getirdi.
Şimdilik yerleşim alanlarının oluşturulmasını durduran en etkili faktörün halk hareketleri olduğunu vurgulayan Assaf, söz konusu alanların bir çoğunu halkın ortadan kaldırdığını belirtti. Assaf, “Bu alanların kaldırılması için İsrail yargısına gitmenin genelde bir anlamı olmuyor.” dedi.
Trump döneminde yerleşim alanı yayılmacılığı 2 katına çıktı
Yerleşim alanı projelerinin, 2017’de Donald Trump’ın ABD Başkanı olması ve İsrail’in Batı Şeria’nın yaklaşık üçte birini ilhak etme planını açıklamasıyla artışa geçtiğine işaret eden Assaf, “Yahudi yerleşimciler, Trump’ın görev süresi dolmadan önce, ellerinden geldiğince çok sayıda yerleşim alanı kurmak için zamanla yarışıyor.” diye konuştu.
İsrailli insan hakları örgütü “Peace Now”, 9 Kasım’da yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Trump’ın görevde olduğu 4 yıl içerisinde yerleşim alanı yayılmacılığının 2 katına çıktığını bildirmişti.
Çadırla başlayan yerleşim, genişleyerek yerleşim birimlerine dönüşüyor
Assaf, ayrıca Filistin devletine ait topraklarda inşa edilen Homeş yerleşim alanının, İsrail Yüksek Mahkemesinin verdiği “tahliye” kararına rağmen boşaltılmadığını hatırlattı.
“Buralarda yerleşim genellikle çadır ya da prefabrik ev şeklinde başlıyor. Sonrasında ise yerleşim bölgesi olana kadar genişliyor.” diyen Assaf, yerleşim alanlarının bir kısmının Filistinlilerin engel olmaması için İsrail ordu kamplarına yakın yerlere yapıldığına dikkati çekti.
İsrail hükümetinin bu konuda yerleşimcilere yardım ettiğine işaret eden Assaf, Yerleşim Yerleri Konseyinin buralara güvenlik, su, elektrik ve diğer altyapı imkanlarını sunduğunu ve İsrail Tarım Bakanlığının da bu yerleşim alanlarına çadır ile prefabrik evler sağladığını aktardı.
İsrailli insan hakları örgütü B’Tselem’e göre, 2017 sonu itibarıyla, İsrail hükümeti tarafından tanınan 131 yerleşim yeri kuruldu. Yaklaşık 110 yerleşim alanı ise hükümet yetkililerinin yardımıyla kurulmuş olmalarına rağmen resmi olarak tanınmıyor. Aynı örgütün aktardığı bilgilere göre, 2017 sonu itibarıyla işgal altındaki Batı Şeria’da 622 bin 670 Yahudi yerleşimci bulunuyor.
Kaynak: AA