Avrupa ülkelerinde Müslüman mültecilere yönelik sistematik bir biçimde ırkçı ve İslamofobik uygulamalar hayata geçiriliyor. Buna karşı mülteciler, Avrupa’da kalabilmek için Hristiyan dinini tercih ediyorlar.
Müslüman mültecilerin Hristiyanlaştırıldığına dair her gün yeni haberler basına yansırken, geçen Mayıs ayında Almanya’nın Hamburg şehrinde kamuya açık olarak mülteciler hristiyanlığa geçtiler. 80 Müslüman mülteci toplu halde Hristiyanlığa geçti. Düzenlenen ayinle vaftiz olan 80 mülteci, Hristiyan oldu.
Hamburg Şehir Parkı’nda düzenlenen toplu vaftiz törenine beyaz ebesiler giyerek gelen yaklaşık 80 kadın ve erkek mülteci, “Alpha und Omega Gemeinde” (Alfa ve Omega Cemaati) tarafından organize edilen toplu din değiştirme ayini ile Hristiyanlığı kabul ettiler. Ermeni asıllı olan Papaz Albert Babacan ve eşi Nasrin’in yönettiği ayin, halka açık olarak yapıldı.
Hamburg’da faaliyet gösteren ve çoğunluğunu İranlı ve Afganistanlı Hristiyanların oluşturduğu Fars-Hristiyan Cemaati tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada, sadece bu sene içerisinde 196 Afgan ve İranlının, İslam’dan Hristiyanlığa geçiş yaptığı ifade edildi. Açıklamanın devamında sayının sene sonuna kadar 500’ü bulabileceği belirtildi.
Müslüman mültecilerin sığınma hakkını elde edebilmek için Hristiyanlığı tercih etmeye zorlanması insanlık suçu olarak değerlendirilirken, son süreçte yüzlerce Afgan ve İranlı mülteci bu psikolojik baskı nedeniyle din değiştirdi. Berlin’de bulunan “Dreifaltigkeitskirche” adlı kilise bu yönde etkin rol alırken, Müslüman mültecilere yönelik hızlandırılmış Hristiyanlık kurslarında dersler de veriliyor.
Kilisenin başlattığı bu kurslarda eğitim sürecinden geçenler üç ayın ardından ayinle Hristiyanlığa kabul ediliyor. Kilise papazı Gottfried Martens, Hristiyanlığa geçen mülteciler sayesinde iki yılda kilisenin üye sayısının 150’den 600’e yükseldiğini söylüyor.