Alman parlamentosu, geçici koruma statüsündeki mültecilerin aile birleşimine Ağustos ayına kadar izin vermeme kararı aldı. 1 Ağustos’tan itibaren ise ayda en fazla bin aile ferdinin Almanya’ya gelmesine izin verilecek.
Almanya’da Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileri ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) geçici koruma statüsüne sahip sığınmacıların aile birleşimi konusunda hazırladığı yeni düzenleme, Federal Meclis’te yapılan hararetli tartışmaların ardından kabul edildi. Milletvekillerinden 376’sı kabul oyu verirken, 298’i ret oyu kullandı. Dört vekil ise çekimser kaldı.
Almanya‘da geçici koruma statüsüne sahip mültecilerin, ülkelerindeki aile fertlerini yanlarına almalarını yasaklayan düzenleme Mart 2016’dan beri yürürlükte. Alman parlamentosu bugünkü oylama ile söz konusu düzenlemenin Mart 2018’de dolan süresini dört ay daha uzattı. 1 Ağustos’tan itibaren ise her ay bin kişiye kadar varan sayıda mülteci yakınının Almanya’ya gelmesine izin verilmesi kararlaştırıldı. Ayrıca ağır mağduriyet durumlarında istisna yapılarak aile birleşimine olanak sağlanacak.
Yeni düzenleme; başta sığınmacı hakları örgütleri olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşu ile Yeşiller Partisi ve Sol Parti tarafından eleştirildi.
Federal Meclis’teki oturumun ardından bir açıklama yapan İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere ise tartışmalı düzenlemeyi savundu. De Maiziere, “Bazı idealistler bu düzenlemeyi sert buluyorlar. Ama bu uygun bir çözüm. Ayda bin kişiye kadar varacak kontenjan aile birleşmini sınırlandıracaktır ama istisnaî durumlar da göz ardı edilmeyecektir” diye konuştu.
Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) iç politika sözcülerinden Stephan Mayer de bulunan çözümün sorumlu ve ölçülü olduğuna işaret ederek, “Eğer sınırsız bir biçimde aile birleşimine izin verilecek olursa, Almanya’da yerel yönetimler bu yükün altında ezilir” ifadesini kullandı.
Federal Meclis’te temsil edilen diğer partilerden aile birleşimi düzenlemesine yoğun eleştiri geldi. Sol Parti Federal Meclis Grubu Başkanı Dietmar Bartsch, “Bu yasa keyfîdir. Ahlâki açıdan sorgulanması gereken ve insanî olmayan bir düzenlemedir” dedi. Bartsch, mültecilerin aile birleşimi hakkının tamamen resmî dairelerin takdir yetkisine bırakıldığını da sözlerine ekledi ve Hristiyan Birlik partilerinin tüm isteklerini SPD’ye kabul ettirdiği suçlamasını yöneltti.
Yeşiller Federal Meclis Grubu Eş Başkanı Katrin Göring-Eckardt da sosyal demokratlara yüklendi ve mültecilerin çocuklarını yanlarına aldıramamalarına göndermede bulunarak, “Her politikacı çocuklarından uzakta, ayrı yaşama dehşetini içinde hissetmelidir” dedi ve “Bu çocuklar sizin çocuklarınız olsaydı ne yapardınız?” diye sordu.
Hür Demokrat Parti (FDP) söz konusu uzlaşmanın özellikle SDP’yi küçük düşürdüğünü, bunun parti tabanına nasıl izah edileceğini merak ettiklerini belirtti.
Sağ popülist Almanya İçin Alternatif (AfD) partisinin sözcüsü Christian Wirth ise genel olarak mültecilerin aile birleşimine karşı olduklarını açıkladı ve aile birleşiminin Almanya’da değil, örneğin Suriye’de oluşturulacak koruma bölgelerinde yapılmasının doğru olacağını söyledi.
Kaynak: Deutsche Welle
İsrail meclisindeki (Knesset) Arap milletvekili Cuma ez-Zebarika, yaptığı yazılı açıklamada, Yafa’daki Hasan Bey Camisi’ne cam şişe ile saldırı gerçekleştirildiğini belirtti. Saldırıyı kınayan Zebarika, “Radikal Yahudi gruplar, daha önce de defalarca Müslüman ve Hristiyanların kutsal değerlerine saldırı düzenlendi. Bu; iktidardaki sağcı hükümetin yürüttüğü resmi ırkçı politikaların bir sonucudur” dedi.
Sabah saatlerinde İbranice konuşan bir kişinin cemaatten birine buranın cami olup olmadığını sorduğunu aktaran Zebarika, “Bu kişi, oranın cami olduğunu öğrenince İslam ve Müslümanlar aleyhine sloganlar atarak içindeki maddenin ne olduğunu henüz öğrenemediğimiz bir cam şişeyi caminin avlusuna atıyor.” ifadesini kullandı.
Zebarika, söz konusu saldırıyı kınayarak, radikal Yahudi grupların daha önce de defalarca Müslüman ve Hristiyanların kutsal değerlerine saldırı düzenlendiğini ve bunun; iktidardaki sağcı hükümetin yürüttüğü resmi ırkçı politikaların bir sonucu olduğunu kaydetti.
“POLİS, SALDIRGANLARA TOLERANS GÖSTERİYOR”
Kutsal değerleri hedef alan söz konusu saldırının asıl sorumlusunun İsrail hükümeti olduğunu vurgulayan Zebarika, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Polis ve güvenlik birimleri, bugün Hasan Bey Camisi’nde yaşanan olaya rağmen parmağını bile kıpırdatmadı. Bu durum ilk değil, daha önce de camiye saldırılmıştı. İsrail polisi, saldırganlara ağır bir ceza vermediği gibi onlara tolerans gösterdi. Polis, çoğu zaman failleri tutuklamıyor ve kimliğini de açıklamıyor.”
Kaynak: Sabah